İstifa kültürünün anatomisi: Suçlu kim?
HESAP VEREBİLİRLİĞİN SESSİZ VAKARI
2023 yılında Yunanistan’da, Tempi yakınlarında iki tren çarpıştı; elli yedi kişi hayatını kaybetti. Olayın ardından Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis, kaza yerini ziyaret ettikten sonra istifasını açıkladı ve açıklamasında şu sözleri kullandı: “Bu acının kelimelerle ifade edilmesi mümkün değil.”
Karamanlis doğrudan bir hatası olmamasına rağmen, sistemin çöküşü karşısında ahlaki ve siyasi sorumluluk üstlendi. Onun istifası, bir suçun itirafı değil, bir onur beyanıydı. Bu, bir arınma eylemiydi — kendi döneminde bir şeylerin yanlış gittiğini kabul etmek ve kamu güvenini mazeretlerle değil, alçakgönüllülükle yeniden inşa etme iradesiydi.
“Tempi’deki demiryolu faciasının yaşandığı yerden yeni döndüm. Bu acı tarif edilemez.
RAY KIRILDIĞINDA
Cezai sorumluluk mahkemelerin alanına aittir; politik ve ahlaki sorumluluk ise yönetişimin vicdanına. Bir ülkede devlet özür diler; diğerinde açıklama yapar. Birinde bakanın gidişi güven tazeler; diğerinde kalışı güveni kemirir. Trenler her yerde raydan çıkabilir, sistemler tökezleyebilir — ama asıl fark, bundan sonra ne olduğundadır. Raylar onarılır, onur korunur. Fakat yetkililer sorumluluk almayı reddettiğinde — ya da biri aldığında istifası reddedildiğinde — sessiz bir inkarın içinde, bir ulusun ahlaki altyapısı, raylardan çok daha derin bir biçimde çöker.
Ümit Kartoğlu Birgün
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde Bakan Işıkhan “Sıfır kaza kültürünü hedefliyoruz” dedi. Sanki hükümetin hiçbir zaman tutmayan enflasyon hedefleri gibi. Kağıt üzerinde her şey harikadır. Riski, sloganlarla azaltamazsınız. Risk yönetimi bir refleks haline gelmedikçe, nefes almak kadar sıradan bir içgüdü olmadıkça, hiçbir şey değişmez. Ümit Kartoğlu Birgün

