İki teker üzerinde neoliberalizm
Herhangi bir kaza yaşandığında tüm sorumluluk, her yerde reklamlarını gördüğümüz rekorlar kıran devasa şirketlere ait değil, motosikletiyle her an ölüm riskiyle karşı karşıya olan kuryeye, pardon neoliberal jargonla söylersek “kendi işinin patronu olan şahıs işletmesine” aittir!
Esnaf Kurye modeli isim olarak Türkiye’ye özgün gibi gözükse de bir Gig ekonomi, yani işletmelerin geçici pozisyonlar için kısa vadeli sözleşmelerle bağımsız çalışanları istihdam ettiği serbest piyasa sistemidir. Dünyanın farklı ülkelerinde farklı şirketler tarafından (Uber Eats, Amazon, Deliveroo, Lyft vs), uzun yıllardan beri uygulanmaktadır. Türkiye’de Yemeksepeti, BanaBi, Fiyuu, Trendyol Go, Getir, Vigo, Aras Kargo gibi firmalar yemek siparişi, market alışverişi veya kargo dağıtımı gibi alanlarda kurye istihdam etmek için Esnaf Kurye modelini kullanmaya başladı.
Neoliberal sistemin yeni bir aldatmacası burada başlar. Emek-sermaye, işçi-patron çatışmasının olduğu antagonistik ilişkinin üstünün kapatılıp yerine firmalar arasındaki “ticaret ilişkisine” indirgenir. Böylece büyük sermaye sahibi şirket ile tek kişi ve motosikletinden (ve de canından!) başka bir sermayesi olmayan “şahıs işletmesi” eşdeğer olarak görülür. Bu durumun piyasada süslü ambalajla sunulması ise “serbest zamanlı iş ortağı” şeklinde olur. “İş ortakları” arasında doğabilecek herhangi anlaşmazlıkta ise “büyük sermayenin” kolaylıkla galip geleceğini tahmin etmek zor değildir.
Bu sistemde ne kadar fazla sipariş teslim edersen o kadar çok para kazanırsın. Ve daha fazla çalışmak için daha fazla mesai yapmak senin elindedir. Eğer belirli bir paket teslim sayısına ulaşırsan şirket seni bonuslarla ödüllendirir (ör. haftada 150 paket için 500 lira bonus). Detaylar “artı” para kazanmak için neler yapılması gerektiğini, yani sömürü sistemini ortaya koyar4: “İşletmeler sizi normalde 12 saatten fazla çalıştıramaz. Ama esnaf kuryelikte bu çalışma saati de size bağlı.”
İlkan Öz Birgün
F: İbrahim Akyürek