Otomobil, özgürlüğün sembolü, kişilik artırıcı, penis ikamesi otomobil hesap vermelidir burada. Colin Cremin

Esenler - İstanbul

Hafriyat kamyonu yine can aldı: 6 yaşındaki Can Demir hayatını kaybetti

Kaza, saat 15.00 sıralarında Birlik Mahallesi Atışalanı Caddesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Şoför K.G. idaresindeki hafriyat kamyonu, 6 yaşındaki Can Demir B.'ye çarptı, ardından üzerinden geçti. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alarak kazayla ilgili inceleme başlatırken, sağlık ekipleri Can Demir'in hayatını kaybettiğini belirledi. Çevredeki güvenlik kameralarını izleyen polis ekipleri sürücü K.G.'yı gözaltına aldı. Kazayla ilgili polis ekiplerin başlattığı çalışmalar sürüyor. Kaza sonra yaşananlar ise cep telefonu kamerasıyla kaydedildi

Ekonomist Varoufakis,

Kapitalizmin sonu mu, yeni bir derebeylik düzeni mi: Tekno-feodalizm çağı

Tekno-feodalizm Kapitalizmin sonu mu, yeni bir derebeylik düzeni mi: Tekno-feodalizm çağı bugüne kadar bildiğimiz tüm sermaye türlerinden nitelik ve nicelik olarak farklılaşmış, yepyeni, mutasyona uğramış bir sermaye biçimine dayanıyor. 10 yıl öncesine kadar tüm sermaye biçimleri üretilmişti; ister bir saban, çekiç, buhar motoru olsun, ister endüstriyel bir robot. Ama geçtiğimiz on yılda telefonlarımızın, tabletlerimizin ve fiber optik kablolarımızın içinde yaşayan yeni bir sermaye biçimi ortaya çıktı. Ben buna “bulut sermayesi” diyorum.

Amazon, Alibaba, Uber ve Airbnb gibi şirketler pazar değiller. Hatta tekel bile değiller. Bunlar ticaret platformlarıdır. Bu platformları oluşturan algoritma, yani bulut sermayesi, bizim yaratıcısı, tüketicisi ve kullanıcısı olarak yer aldığımız bir “bulut derebeyliği” dışında bir şey üretmez. Hepimiz bu platformlarda çalışıyoruz; taksi sürücüsü olarak ya da içerik üreticisi olarak. Ve bu dijital alanın sahibi, tıpkı feodalizmde olduğu gibi kira topluyor. Ama bu kira artık toprak kirası değil, dijital kira. Buna kısaca “bulut kirası” diyorum.

Hak, hukuk, boykot

 

 Hak, hukuk, boykot

1832 Norfolk doğumlu Charles Cunningham Boycott, Birleşik Krallık ordusundan kendi isteğiyle ayrıldığında yüzbaşı rütbesi taşıyordu.

O çağda krallığa bağlı İrlanda’ya yerleşti ve çiftlik kâhyası oldu. 1879’da Mayo bölgesinde Erne kontu ve toprak ağası John Crichton’un tarım arazilerini işletiyordu.

Tarihe soyadıyla geçecek “abluka” eylemi, işte o köyde, o yaz patladı.

Henüz hasat başlamamıştı. Ama tarlalardaki ürün öylesine cılızdı ki milliyetçi Tarım Partisi başkanı ve “İrlanda’nın taçsız kralı” diye anılan Charles Stewart Parnell’in çağrısıyla örgütlenen köylüler; Erne kontunun toprak kirasından sadece bir yıllığına, yüzde 25 indirim yapmasını istediler.

Kont Crichton, öneriyi reddetmekle kalmadı. Aktif kâhya, emekli Yüzbaşı Boycott’u kiralarını ödemeyen köylüleri mülkünden sürmek ve hasatı kiralık tarım işçilerine yaptırmakla görevlendirdi. Zaten yoksul köylüler evlerinden ve tarlalarından atılacaktı.
 
UĞRADIĞI HEZİMETLE ANILMAK

Yüzbaşı Boycott, yanına silahlı adamlarını alıp yola çıktı. İngiliz askerlerin korumasında gelen kiralık tarım işçileriyle Lough Mask köyünde buluşacaktı.

Oysa örgütlü köy halkının gözü, cılız hasadın tamamını feda edecek kadar kararmıştı. Lough Mask’ı tahkim edip ablukaya aldılar. İngiliz askerleriyle gelen kiralık tarım işçileri geç kalınca; kâhya Boycott ve adamlarını köye sokmadılar. Yakın tarihin “boykot” denilecek ilk direniş eylemi, işte böyle başladı.

Mine G. Kırıkkanat    Cumhuriyet 

 
Az Bilinen Enteresan Bilgilerde Bugün: 
'Boykot'' Kavramının Ortaya Çıkış Hikayesi!  

"grand kartal otel"

 Yangında önce arabaları kurtarmışlar

Bolu’daki 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel’deki yangın faciasına ilişkin bilirkişi raporu, yaşanan ihmaller ortaya koydu. Oksijen’de yer alan habere göre, oteldeki görevlilerin yangını haber aldıktan sonra otoparka koşarak arabaları kurtarmaya çalıştığı tespit edildi.

Raporda 12 dakika boyunca kimsenin uyandırılmadığı, bu süre zarfında herkesin otelden çıkmasının mümkün olabileceği vurgulandı. Raporda ayrıca zorla açılan otopark kapısının yangının söndürülmesinin önüne geçtiği bildirildi.

16 Mart 2025 “Bölgesel politikalarımızda sizinle çalışacağız”

Barrack’ın Türkiye hedefi
Aslında Barrack, Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un 16 Mart’taki Erdoğan-Trump telefon konuşmasını “dönüşümsel” diye yorumlamasına uygun bir “yeni Türkiye” programı açıklıyor.

Böylece Trump’ın Erdoğan’a “Bölgesel politikalarımızda sizinle çalışacağız” demesinin de içeriğini dolduruyor.

Mehmet Ali Güler   Cumhuriyet
 
                      

 

önce ifade özgürlüğü

İfade özgürlüğü, barışçıl protesto ve yaşam hakkını savunuyoruz:
Doğa Derneği
Ekosfer - @ekosferorg
Greenpeace Türkiye- @greenpeaceturkiye
İklim için 350 Derneği - @350turkiye
Sandrası Koruma Platformu- @sandrasikorumaplatformu
Türetim Ekonomisi Derneği- @turetimekonomisidernegi
Yaban Hayatı ve Doğa Koruma Vakfı- @yabanvakfi
Yeşil Düşünce Derneği- @yesildusun 

     

“Gençler arasında başlıca ölüm nedeni otomobiller. 
Arkasından ateşli silahlar geliyor.
Eduardo Galeano
Gazeteci, Yazar 


      

Hatay



Katliam gibi kaza: İşçi servisi, TIR'a çarptı; 6 kişi hayatını kaybetti

Masatlı, kazaya ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Maalesef bir işçi servisi, duran bir TIR'a arkadan çarparak kaza meydana geliyor ve kaza sonucu 6 vatandaşımız hayatını kaybetti, 1 vatandaşımız ağır olmak üzere toplam 8 vatandaşımız yaralandı. Kazayla ilgili ekiplerimiz detaylı şekilde çalışıyor. Üzücü bir olay, buradan hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum." (AA)

Yunanistan

 

Tren faciasının ikinci yılında protestolar ve grevler Yunanistan'da hayatı durdurdu

Tren kazasına ilişkin uzun süredir beklenen soruşturma raporu ise perşembe günü açıklandı. Raporda iki yıl önce 57 kişinin ölümüne neden olan trajik kazadan insan hatası, eski altyapı ve büyük sistemik hatalar sorumlu tutuluyor.

Yaklaşık 180 sayfalık rapor, 28 Şubat 2023'te meydana gelen kazanın ikinci yıl dönümünde yapılması planlanan genel grev ve protesto gösterilerinin arifesinde açıklandı.

Bağımsız soruşturma komitesi, bir istasyon şefinin yaptığı yönlendirme hatasının bir yolcu trenini karşıdan gelen bir yük treni ile aynı hata gönderdiğini tespit etti. Toplam 46 yolcu ve 11 personelin ölümüne neden olan çarpışma, başkent Atina'nın yaklaşık 400 km kuzeyindeki Tempi yakınlarında meydana gelmişti.

Müfettişler ayrıca yetersiz eğitim, personel eksikliği ve modern güvenlik kontrollerinden yoksun yaşlanan demiryolu sistemini de trajik kazaya neden olan unsurlar olarak tanımladı.

Bunun üstüne gelen protestolar Miçotakis hükümetini tehlikeli bir duruma soktu. Yeni Demokrasi partisi (ND) anketlerde güçlü liderliğini korusa da felaketle ilgili kamuoyu memnuniyetsizliği sol ve sağdaki düzen karşıtı partilere desteğin artmasına neden oldu.

2022

Tanınmış ulaşım uzmanı Hermann Knıflacher, onyıllardır otomobili eleştirmesiyle bilinir. Bu kitapla bizlere, büyüleyici otomobil mucizesiyle aman vermeyen, kışkırtıcı bir hesaplaşma sunmaktadır. 

Otomobil Virüsü, kafamızın içine adeta bir virüs gibi yerleşen otomobil kullanma arzusunu epik bir anlatımla eleştirirken, Prof. Dr. Knoflacher kendi çizimleriyle zenginleştirdiği metnin içerisinde okuyucuyu kendisiyle yüzleşmeye zorlamaktadır.  Prof. Dr. Ebru V. Öcalır

Mersin

Genç kemancı Laçin Akyol, otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti

İsviçre'de müzik eğitimi alan 18 yaşındaki Akyol, kayak yaparken ayağının kırılması nedeniyle geçen ay Mersin'deki ailesinin yanına döndü.

Adnan Menderes Bulvarı'nda 25 Ocak'ta karşıya geçmek isterken İ.H.Ç'nin kullandığı 33 CBR 05 plakalı otomobilin çarpması sonucu yaralanan genç sanatçı, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı.

Akyol, yoğun bakımdaki müdahalelere rağmen dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti.

Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB) sanatçıları Mahmut ve Övül Akyol çiftinin kızı olan Laçin Akyol'un cenazesinin, yarın Çiftlikköy Mezarlığı'nda defnedileceği öğrenildi.

Fatih

 

“Magnum İstanbul’da: İnsan Hakları-Olanlar Olmayanlar” Sergisi Bulgur Palas’ta

Magnum Photos ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) kalıcı iş birliğinin ikinci sergisi “Magnum İstanbul’da: İnsan Hakları-Olanlar Olmayanlar”, 10 Haziran 2025 tarihine kadar Bulgur Palas’ta sanatseverlerle buluşuyor.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde açılan “Magnum İstanbul’da: İnsan Hakları-Olanlar Olmayanlar” sergisi 45 sanatçının yaklaşık 90 fotoğrafından oluşuyor. Magnum Photos ile İBB arasındaki kalıcı iş birliğinin ikinci sergisi olan “Magnum İstanbul’da: İnsan Hakları-Olanlar Olmayanlar”, ajansın arşivinden derlenen çarpıcı fotoğrafları, ajansın ilk Türk fotoğraf sanatçısı üyesi Emin Özmen küratörlüğünde izleyicilere sunuyor.
 
                               

Pamukkale

 

Denizli'de işçi servisi devrildi: 4 ölü 
Denizli'nin Pamukkale ilçesinde bir cam fabrikasında çalışan işçileri taşıyan H.Ç. idaresindeki midibüs, Irlıganlı Mahallesi'nde yol kenarındaki çöp kutusu ve beton aydınlatma direğine çarpıp devrildi.İhbar üzerine bölgeye sağlık, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada İlkay Tosun, Ramazan Gördü, Dilek Sarı ve Elif Karadağ'ın hayatını kaybettiği, 19 işçinin ise yaralandığı öğrenildi.

Çevredeki hastanelere sevk edilen yaralılardan 4'ünün durumu ağır.

2024 yılında servis/trafik kazaları nedeniyle en az 387 işçi can verdi.


2 işçi daha servis kazasında hayatını kaybetti: Bir yanda kâr hırsı diğer yanda denetimsizlik

İSİG Meclisinin verilerine göre sadece 2024 yılında servis/trafik kazaları nedeniyle en az 387 işçi can verdi.

EMNİYET KEMERİ, SENSÖRLÜ KOLTUK ZORUNLULUĞU KALDIRILDI!


Makine Yüksek Mühendisi Alpay Lök, son yıllarda artan servis kazalarının sebeplerine dikkat çekti. Lök, Türkiye genelinde 100 bine yakın servis aracı bulunduğunu belirterek, 2016 yılında yaşanan kazaların ardından yapılan güvenlik düzenlemelerini hatırlattı. Lök, “Bu kazaların ardından 2018 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle okul taşıtı olacak yeni araçlarda her öğrenciye özel emniyet kemeri, sensörlü koltuk zorunluluğu, araçlarda kamera bulundurma ve görüntü kaydetme zorunluluğu gibi özel güvenlik donanımları istendi. O tarihten önce okul taşıtı olarak tescil edilmiş araçların da bir takvim dahilinde buna uymaları istendi. Ancak Resmi Gazete’nin 25 Ağustos 2018 tarihli sayısında yayımlanan düzenlemeler, yeni araçlar için geçerliyken, mevcut araçlar için bu konuda geri adım atıldı, 1 Ocak 2018’den önce tescillenen okul servis araçlarında her öğrenciye özel emniyet kemeri ve sensörlü koltuk zorunluluğu kaldırıldı. Ayrıca, araçlarda kamera bulundurma ve görüntü kaydetme zorunluluğu da iptal edildi” dedi. 
DENETLEME YOK!

                         

Taksm

  

Toplu ulaşım araçlarının pencerelerinden İstanbul

Fotoğrafevi 1-15 Şubat arasında akademisyen, fotoğrafçı Gülay Doğan’ın İstanbul’u otobüs, tramvay gibi toplu ulaşım araçlarının pencerelerinden fotoğrafladığı Teğet Geçtim sergisine ev sahipliği yapacak.

Toplu ulaşım araçları; bizleri aynı manzarada buluşturan ara mekânlar. Teğet Geçtim, bu araçlar yoluyla kentsel coğrafyanın ayrıştıran hatlarının da çizildiği fikrinden hareket ediyor. 2011’den bu yana çekilen fotoğraflarla, hafızalara yer etmeyecek aradaki anların gelip geçiciliği, uçuculuğu sorgulanıyor.

protestolar

Kâr hırsı yargılanacak

Geçtiğimiz hafta Yunanistan ve Sırbistan’da meydanlar dolup taştı. Pazar günü Yunanistan’da son 30 yılın en büyük kitlesel eylemi olarak nitelenen gösteriler gerçekleşti. Atina’dan Selanik’e, Patra’dan adalara kadar ülke genelinde sayılarının yüz binleri bulduğu ifade edilen kitleler 28 Şubat 2023’te yaşanan ve 57 kişinin hayatını kaybettiği Tempi tren kazası için adalet talebiyle meydanlara çıktı: "Kâr hırsı yargılanacak" dedi. Sırbistan’da ise Novi Sad tren istasyonu faciasında 15 kişinin ölümüne tepki olarak ülke genelinde büyük protestolar gerçekleşti.

Tempi tren kazası, Atina’dan Selanik’e giden yolcu treninin yük treniyle çarpışması sonucu gerçekleşmişti. İncelemeler, özelleştirme politikalarının getirdiği ihmal ve kâr odaklı yaklaşımlara işaret ediyordu. Ses kayıtları, işçi sendikalarının yaptığı uyarılara kulak tıkandığını ve demiryollarında yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığını ortaya koymuştu. Ulaştırma Bakanı istifa etmişti, ancak bu, toplumun öfkesini ve adalet arayışını durdurmadı. Bilakis, itirazlar daha örgütlü bir şekilde hem sorumluların cezalandırılması hem de özelleştirmelerin durdurulması talepleriyle büyüdü.

∗∗

Benzer bir adalet arayışı Novi Sad’daki tren istasyonu faciası sonrası Sırbistan’da da yaşandı. Son olarak 24 Ocak Cuma günü Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da 1 Kasım 2024’te Novi Sad tren istasyonunun çatısının çökmesi sonucu hayatını kaybeden 15 kişi için adalet talebiyle ülke genelinde kitapçılar, barlar ve tiyatrolar greve gitti. Daha önce de binlerce kişi sokağa dökülmüştü. 15 kişinin ölümü kamu altyapı projelerindeki yolsuzluk ve ihmallerin bir sonucu olarak değerlendiriliyor ve bu da hükümete yönelik tepkileri artırıyor. Sokak hareketinin başını ise öğrenciler çekiyor. 

Özge Güneş   Birgün

 

                         

 

Çorlu Tren faciasında 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden....

Savcı, acılı anne Mısra Öz'e ceza istedi: Mahkemenin 'Tavuklar telef oldu mu?' sorusuna 'hakaret' sayıldı!

Cumhuriyet Savcısı ise esasa ilişkin mütalaasında, Mısra Öz'ün cezalandırılmasını talep ederek, şu ifadeleri kullandı:

"Sanığın olay tarihinde kurul halinde çalışan Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üye hakimlerine hitaben, duruşma salonundan çıktığı esnada yüksek sesle, 'Çek çek çekinme sarayın soytarısı işte hepsi, üç maymunu oynuyor, Allah belalarını versin, hepiniz çekin, ben sanık olabilirim, ben içeri de girebilirim ama onlar yüz karası, çek utanma çek çünkü polissin çek' demek suretiyle mahkeme heyetine yönelik olarak zincirleme şekilde alenen hakaret ettiği, daha sonra Halk Eğitim Bahçesi'nin ön kısmında yine mahkeme heyetine yönelik olarak 'Hakim kalkmış tanık olan gelen adama soruyor, ‘tavuklar telef oldu mu’. Sen telef ol, ne demek tavuklar telef oldu mu?

Biz can derdindeyiz bunlar tavuk derdinde, bunlar tavuk hakimi hepsi, hiçbir şey konuşmak istemiyorum artık, reziller, rüsvalar hiçbir şey değiller' demek suretiyle mahkeme heyetine yönelik zincirleme şekilde alenen hakaret ettiği anlaşılmış olmakla, sanığın TCK'nın 125/1-4, 125/3-a, 125/5, 43/2-1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi talep ve mütalaa olunur."

                         

Polis, fotoğrafın sahte olduğunu söyleyerek medyayı yanıltıyor.

 

Musk'ın 'Nazi selamı'na Almanya'da 'Heil Tesla' protestosu: Soruşturma başlatıldı

Gruplar geçtiğimiz günlerde, Musk'ın el hareketinin de yer aldığı görüntüleri "Heil Tesla" ifadesi ile birlikte Almanya’nın Grünheide bölgesindeki Brandenburg Tesla fabrikasının duvarına yansıttı. "Heil Tesla" ifadesi, ''Heil Hitler'' sloganına gönderme içeriyor.  
"BİR BUÇUK SAAT BOYUNCA SANAT YAPTIK"

Gruplar eyleme dair sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda, Musk’ın aşırı sağcı siyasi gruplarla olan bağlarına dikkat çekti.

Brandenburger polisi, İlk etapta bu görüntülerin “sahte” olduğunu ve böyle bir projeksiyonun yapılmadığını öne sürdü. Polis sözcüsü perşembe günü ise olayın araştırıldığını ve projeksiyonun gerçekleşip gerçekleşmediğinin henüz kesin olarak tespit edilemediğini bilirdi.

Zentrum für politische Schönheit grubu, projeksiyonun yaklaşık bir buçuk saat sürdüğünü belirterek, Tesla fabrikasının güvenlik önlemlerinin bu kadar zayıf olmasına şaşırdıklarını ifade etti. Grup sosyal medya paylaşımlarında, "Polis, fotoğrafın sahte olduğunu söyleyerek medyayı yanıltıyor. Ancak fabrika güvenliğinin bu kadar uzun bir süre boyunca bu projeksiyonu fark etmemesi mümkün mü" ifadelerini kullandı.
 
                              

 

24 Ocak 1980 ekonomi kararlarını hatırlıyoruz:

Erzurum'da bir HES projesi... 

Yıl 2004 / Şebekenin ilk toplu cinayeti: Pamukova tren kazası

   

Yunanistan’da 28 Şubat’ta 57 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının ardından başlayan grevler, 8 Mart’ta ülke genelinde kamu ve özel sektörün katılacağı genel grev ile devam edecek.
        

  

Pamukova tren kazasını ve nedenini iyi tahlil etmiş bir müzik grubunun yaptığı bir şarkı. Sözleriyle kazaya ve arka planındaki sisteme eleştiri getiren Sakin grubu, şarkıya verdiği isimle aslında hırs ve iktidar çatışmalarında yok olup giden hayatlara vurgu yapıyor:  
Denek Hayatım. 
Ben sana söyledim hepten  ölürüm ben/
İnan dönüşü yok bu hız seferi/
Bak bu tren devrilir, bağırır bu raylar/
 O sahte o kart  düzene 
Bu sözlerle anlatıyor insan hayatını değersiz görerek, onu bir denek olarak kullanan düzeni. İlk albümleri olan Hayat’ın çıkış şarkısı da yine Denek Hayatım. Son yıllarda Türkçe’de yapılmış en iyi protest şarkının söz yazarıysa Onur Özdemir. 




 

Hızlandırılmış tren faciasında 18 yıl sonra karar Ocak 2022

 


Cinayete Çağrı, 2004, Haydarpaşa
Sustukça sıra sana gelmeyecek, keyfine bak!
İbrahim Akyürek, 2020
Şair Kemal Özer tarifini, tanımını çok önceden yapmıştı: “Örgütlü Sessizlik”
Kendi ilgi alanımdan örnek vereyim. Çuval dolusu fotoğraf derneği var. Kendine ilginç isimler takanlar da var. Bir zamanlar olması için çok uğraştığımız Fotoğraf Federasyonumuz bile var. Amatör fotoğrafçılık tarifine bile yakışmayacak bir şekilde yarışmaları azdıran, kuralları ile onaylayıp bir de para toplayan “örgütlü sessizlik”lerden bir tanesi. Kokmaz bulaşmaz, suya sabuna dokunmazlardan.
Amatör fotoğrafçı bile olsanız, çiçek-böcek fotoğrafı da çekseniz, fotoğraf çekim eylemi dikkat toplama çabası, içe dönme fırsatıdır. Sizi hayatın içine sürükler, eleştirel tutum almaya zorlar.
 
Herkes bilir, tarihi eserlerin orasında burasında uyduruk binalar, tanıtım tabelaları, kocaman elektrik direkleri vardır. Çoğunlukla bunların çerçeveye girmemesi için özel çaba gösterilir. Bir ara elektrik tellerini yok eden bir filtrenin beklenen icadı şakalara konu olmuştu aramızda. Yine o günlerde direkleri, telleri hatırlatarak, “Arada çekim açınıza bunları da sokun” diye Sabit Kalfagil’in yalvarırcasına seslendiğini bilirim.
“Susmamak, suya sabuna dokunmak” derken ağır siyasi konular akla getirilir, çekinilir, uzak durulur. Kalfagil’in uyarısı; Aziz Nesin’in, Vakıf çatısı altındaki çocuklarını anımsatarak “Onlara önce hayatı sorgulamayı öğretiyoruz” sözüyle aynı kapıya çıkar. Hele günümüzde, çıktığımız sıradan bir doğa gezimiz bile söylene söylene dolaşmamıza, kederlenmemize dönüşüyor. Kederlendirenler, öfkelendirenler fotoğrafa yansıyorsa nerede bunlar?
Çok az yansıyor, çünkü “ağır konulardaki” sansür, yasak, tehdit sadece muhatabı olanla sınırlı kalmıyor. Mesaj, tüm ötekiler (sözde uyanıklar) tarafından da alınıyor. Susarsan ya da sorup soruşturup içine atarsan sıranın sana gelmeyeceği sanki garanti sanılıyor.
Garanti mi dediniz!
22 Temmuz 2004’de Pamukova’da (Sakarya) 41 kişi öldü gitti. O yılların haberlerinden, sadece bir kadının itirazını, haykırışını hatırlıyorum.
41 kişiden, 80 yaralıdan kaç aile, kaç “örgütlenmiş sessizlik” çıkar? O yılların politik iklimini, seçim sonuçlarını akla getirirsek, ölenlerin çoğu kendi ölümlerine oy/onay vermişlerdi aslında. Cinayet yerinin (Pamukova ve şimdi güncellik kazanan Hendek de içinde) yakın tarihlerdeki seçim sonuçlarını merak edip taradım, siz de arayıp bir bakın.
Durum milletimiz için böyle. Akıl vermek, yürütmek kolay.
Peki, bu trenin bir vagonu geziye çıkmış ünlü-ünsüz, sustukça sıranın kendisine gelmeyeceğine inanan bir fotoğrafçı topluluğu, bir dernek tarafından tutulmuş olsaydı. Şu kadarı ölüp, bu kadarı sakat kalmış olsaydı!
+++
“Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganı Susurluk Kazası (aynı araçta devlet-siyaset-mafya, 1996) sonrası, “Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık” eylemleri süresince canlandı. O yıllarda gelecek beklentisi körelmemişti. Banka kartları arasında oynaşmak, tüketim azgınlığı, teknoloji yalakalığı, sanal dünyanın oynak ortamında bıktırırcasına gözlendiği gibi kendi suratına düşkünlük bugünkü kadar değildi. Şimdiyi, bulunduğumuz anı ölümüne yaşamanın teklif edildiği günümüzde bu sloganın işi bitti. Susunca, susarsak başımıza neler geleceği günlerimizi meşgul etmiyor artık. Gıda, çevre, doğa, sağlık üzerinden duyulan bireysel endişeler, korkular gelecek kaygısını içermiyor: “Endişe etmek için endişe” bence. Şirket ağzıyla konuşursak, oyun kurucuların niyetleri belli: Gelecek için endişe gerekiyorsa, bu bir ihtiyaçsa onu da biz piyasaya süreriz, formatlarız, paketleriz, para kazanır, o paraları çocuklarımıza yediririz…
Bütünsel, dayanışmacı, mücadeleci, sorumluluk alan, hesap soran, öfkeli toplumsal kaygıların yerine geçirilmiş, uydurulmuş, reklamcılık sisteminin parça parça piyasaya sürdüğü kullanışlı işler bunlar.
Turgut Özal’ın ”kan kardeşi” Margaret Thatcher’ın 1987’deki sözleri aklımızdan hiç silinmesin: “Toplum diye bir şey yoktur. Birey olarak erkekler ve kadınlar, bir de aileler vardır."           
Manav ve siyasetçi bir babanın kızı olan Thatcher, kendisine oy veren-vermeyen herkesi tek tek, küçük gruplar halinde yakalatıp piyasanın eline teslim etmeyi hedeflemiş anlaşılan.
Kamusallığın işini bitirmenin emri olan bu fikir analığı reklam sektörünün diline yapıştı. Silah, otomotiv, seyahat şirketleri ürünlerini, hizmetlerini satarken (dahası bizim İFSAK bile) şirket ağzıyla “aile” tanımı altında sesleniyor bize. Bıraktıkları aile ne biçim aileyse…
Temmuz 2020 
                         

2016

 Siyaset olgusunu iktidar ilişkileri biçiminde algılayan La Boétie, bugün bile kafaları kurcalayan, "insanların nasıl olup da itaat etmekle kalmayıp boyun eğmeyi, hatta kulluk etmeyi arzuladıkları" sorununu yapıtının odak noktasına yerleştirir.  

İzmir


Okul servisi park halindeki tıra çarptı, bir öğrenci hayatını kaybetti

İzmir'in Buca ilçesinde okul servisi park halindeki tıra arkadan çarptı. Meydana gelen kazada 9. sınıf öğrencisi hayatını kaybederken, 1 öğrenci yaralandı.

 TMMOB UYARMIŞTI: GÜVENLİ DEĞİLLER

TMMOB Makine Mühendisleri Odası, dönem başında okul servislerinde araç takip sistemi, 3 noktalı emniyet kemeri ve sensörlü koltuk gibi zorunlu güvenlik ekipmanlarının kullanımının sürekli ertelendiğine ve uygulanmadığına dikkat çekerek uyarmıştı: “Okul servisleri güvensiz, çocukların güvenliği yok.” Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği'nde yapılan değişikliklerle, zorunlu güvenlik önlemlerinin uygulanma süreleri 2026 yılına kadar uzatılması da eleştirilerek “Servis araçlarının teknik ve güvenlik denetimlerinde yetersizlikler bulunmakta; standart dışı bakım, onarım ve parça değişimleri yapılmaktadır. Araçların yaş sınırları sürekli uzatılmakta, eski araçların trafikte yer almasına izin verilmektedir. ‘DUR’ uyarı işaretlerinin eksikliği ve diğer araçların okul servis araçlarına yaklaştıklarında durmalarını gerektiren kuralların uygulanmaması da ek riskler yaratmaktadır. Bu durum, çocuklarımızın can güvenliğini tehlikeye atmaktadır” uyarısı yapılmıştı.

   

Mardin'de öğrenci servisi ile cip çarpıştı, 9’u öğrenci 11 kişi yaralı

                   


Balıkesir


Denetimsizlik kazaları artırıyor
Balıkesir’de okul servisiyle TIR'ın çarpışması sonucu 8’i ağır, 26 kişi yaralandı. Eğitim Sen tarafından açıklamada “Denetimsizlik, kazaları artırıyor” denildi.
Balıkesir İzmir yolu Pamukçu mevkisinde 29 yolcunun bulunduğu okul servis aracı ile bir TIR ile çarpıştı. Kazanın, Pamukçu İmam Hatip Ortaokulu ve Pamukçu Mebruke Hakkı Kabakçı İlkokulu öğrencilerini taşıyan servisin alt geçidi kullanmaması nedeniyle meydana geldiği iddia ediliyor. Meydana gelen kazada 8’i ağır, 26 kişi yaralandı. Eğitim Sen Balıkesir Şube kazayla ilgili yazılı açıklamada bulundu.

Eğitim Sen Balıkesir Şube Başkanı Gürbüz Şahin, “Son yıllarda bu tür kazaların daha sık yaşanmış olması öğrenci taşımacılığında güvenlik konusunu yeniden gündeme getirmiştir. Bu tür kazaların yaşanmasında belli başlı nedenler olduğu bilinmektedir. Servis araçlarının bakım eksiklikleri ve eski araç kullanımı, sürücülerin dikkatsizliği, hız limitlerine uymamaları ve yetersiz eğitimleri kazaların başlıca nedenlerindendir” dedi.

              

Arhavi / 2024

 

2024:
Karadeniz sahil yolu, korku yolu oldu

Artvin'de meydana gelen heyelan sonrası basın açıklaması yapan Viçe Çevre Koruma Meclisi ve Artvin Vaminon hareketi, sahil yolunun bir sürü faciaya davetiye çıkardığını anlattı. 
Artvin’in Arvahi İlçesinde, Karadeniz sahil yolunda dün akşam meydana gelen heyelanın ardından Viçe Çevre Koruma Meclisi ve Artvin Vaminon hareketi basın açıklaması yaptı. 2000’li yılların başlarında yapımına başlanan sahil yolu projesinin bölgeye verdiği hasarın bir yenisinin de bu olay olduğunun ifade edildiği açıklamada, “Hayatını kaybedenlerin yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Her birimiz üzgünüz fakat aynı zamanda öfkeliyiz” denildi. 
YAPILDIĞI GÜNDEN BU YANA FELAKET GETİRİYOR

Karadeniz’in heyelana elverişli bir yapısının olduğu ancak sahil yolu yapılırken kullanılan dinamitler ve ve çeşitli çalışmaların heyelan riskini daha da artırdığı vurgulanan açıklamada, “2007 yılında tamamlanan sahil yolu projesi öncesinde iktidar ‘Avrupa standartlarında duble yol yapıyoruz’ diyerek projeyi övgü aracı olarak kullanmıştı. O zamandan bugüne kadar yollardaki su birikintileri nedeniyle çok fazla trafik kazası, yolun pek çok bölümünde denizin büyümesi sonucunda çöküntüler meydana geldi, denizin fırlattığı taşlar nedeniyle trafik kesintiye uğradı, tüneller çöktü ve sahil yolunun geçtiği bölgelerin pek çok noktasında heyelanlar meydana geldi. Artık bu yol insanlar için korku yolu haline gelmiştir. Bir haftadır bölgede yağmur yağmamasına rağmen bu heyelan gerçekleşmiştir. Bu da durumun ne derece hassas olduğunu bizlere göstermektedir” ifadelerine yer verildi.
“YAŞAM ALANLARIMIZI TEHLİKEYE ATAN POJELERİ ONAYLAMIYORUZ”

                     

  Arhavi'de göçük altında kalan 4 gencin cansız bedenine ulaşıldı